Aşk mı ?
Şey mi dostum , yine yangınlar yine ben ..
Tamam tamam. Şu içimizdeki ölü kelebekleri dirilten olay.
E tabi güzel şey. ‘’Doğru insanı bulursan.’’ Düşünsenize benim gibi biri ?
Sevgilisi internet kafeye gitmesin diye üstüne kapı kilitleyen ben gibi biri ?
Aşk..
Sonsuz sevgi duyduğumuz sevgili ; ve sonsuza kadar sürsün istediğimiz uçuşan kelebekler.
Ne mükemmel bir duygu.
Peki sizce aşk hep var mıydı ? Ne zaman var oldu ?
Bir şey söyleyeyim mi . Eros’un okları ile başladı. İspatlayamam ama yemin edebilirim.
Aslında ‘’Aşk’’ ın biyolojide, sosyolojide, bilimde, kültürde , Antik Yunan’da bile yeri var.
Bilimsel araştırmalara göre aşkın ve sevginin hormonlarla da ilgili olduğu kanıtlanmıştır.
‘’Aşk Hormonu’’ henüz bulunamamış olsa da kesinlikle var. Olmalı.. Aşık olmuş bir arkadaşınızı hemen gözünüzde canlandırın. Mesaj yazarken ki o şapşal gülümseme. Ve sizin ‘Eyvah!’ aşık olmuş bu dediğiniz o an. !
Yapılan bir araştırmada aşık olan bir deneğin kanında mutluluk hormonu,stres hormonu, cinsel istek hormonu ve adrenalinin arttığı tespit edilmiştir. O şapşal gülümsemeler boşa değil. Aşık olduk sonuçta !
Peki ya aşkın biyolojideki yeri ?
Biyolojiye göre tüm insanlarda olması gereken ve yaşamın devam etmesi için gerekli olan bir duygu. Hatta yine biyolojiye göre ,aşkın yok olması var olmasından daha tehlikeli. Bir aşkın bitmesi, sona ermesi intiharla sonuçlanabilir. Başlarken belirttiğim gibi ‘’Doğru kişiyi bulmak’’ bu noktada çok önemli .
Aşkın, toplum bilimi Sosyoloji’deki yeri.
Aşk sosyolojide toplum yapısını oluşturan en önemli etkenlerden biri. Ancak günümüzde aşkın ne olduğu nasıl olması gerektiği konusunda maalesef bilgisisiz. Aşkın sonu ölüm , cinayet olmamalı. Bir aşkın bitmesi kişinin kendine zarar vermesi ya da aşığım dediği kişiyi
öldürmesi için sebep olabilir mi ? Olmamalı.
Aşk bazen sapkınlıklara yol açabiliyor. Sapkınlık yapanların iddiası bu. Aşık olan birinin sapkınlık yapma ihtimali olabilir mi ? Olmamalı. Çünkü söz konusu aşk. Sapkınlıklar sonucu işlenen cinayetler, ölümler tecavüzler , tacizler… Bütün bunlar sonucu yapılan
değerlendirmeye göre sosyoloji’de aşk; toplumda bazı problemlere neden olabilir. Sevmek , aşık olmak güzel şey. Sevmeyi bilmek lazım. Öyle bilmek lazım ki aşkın sosyoloji’deki yerini değiştirmek lazım.
Önce kendimizi sevmemiz lazım. Olduğumuz gibi. Sonra sevmeyi bilmek lazım.
Peki sizce ‘’AŞK’’ nedir ? Nedir bu tanımlanamayan şey ? Ya da ne değildir ?
İki insanın hayatlarını paylaşmak istemesi , ruhsal – bedensel olarak birbirine bağlılık
duyması aşk değildir.
Benim sevgili ruh ökümüze sorarsak ‘’Kuru Gürültü’’. Neyse siz boşverin onu. Odasında kilitli suyunu yemeğini verdim.
Aşk nedir biliyor musunuz ? Bayıldığım bir ifade ile ‘’Aşk Cazip Hastalık’’tır.
Kişiden kişiye tanımı da yaşanma şekli de değişebilen bir kavramdır aslında.
Kimine göre kuru gürültü, kimine göre bağımlılık, kimine göre yaşama sebebi, kimine göre kıskançlık, hatta ölüm..
Neyse lafı uzatmayalım. Aşk güzel şey. ‘’Doğru insanı bulursan ve kendini bilirsen, kendini seversen, kendini iyi tanırsan.
Hadi size son bir güzellik yapayım.
Aşkınızı haykırmak için geç kalmayın !
Sizin için de mükemmel bir Sevgi Gösterisi filmi yapalım. Sevgiliniz filmi ağlaya ağlaya izledikten sonra size ‘’Kendime gelemiyorum , sana gelsem olur mu ?’’ mesajı atacak . Tam o anda bize teşekkür etmeyi unutmayın.
https://www.hediyevideo.com/siparis-formu adresinden sipariş formunu doldurun ve siz de aşkınızı en sıradışı şekilde haykırın.
Önce kendinizi sevin ve AŞKLA KALIN.. Daima.
Köy Yumurtası…